Güneş ve Rozase (Gül Hastalığı)

Rozase, özellikle yüzü etkileyen, kızarıklık (eritem), telenjiyektaziler (deride damarların artması, yüzeyelleşmesi ve/veya genişlemesiyle oluşan aşırı damarlı görüntü), sivilcelenmelerin de eşlik edebildiği kronik, yangılı bir cilt hastalığıdır.

Rozasenin nedeni, günümüzde kesin olarak bilinmemektedir. Günümüzde damar sistemi, iklimsel maruziyet (UV ışınları), kimyasallar, yeme alışkanlıkları, kıl foliküllerindeki anomaliler, mikrobiyal ve genetik faktörler üzerinde durulmaktadır. Tedavi edilmediği takdirde daha da ilerleyen rozase; deri yüzeyinde çıkıntılar ve çukurlar oluşturabilmektedir. Hatta daha da şiddetli durumlarda, özellikle burun bölgesinde aşırı doku gelişimi olur ki burun ve yüz yapısında değişikliklere neden olabilmektedir (bu durum rinofima olarak adlandırılır).

  • Özellikle açık tenli kişilerde görülür.
  • Toplumun %10’una varabilen bir kısmını etkileyebilir.
  • Rozasenin başlangıcı genellikle 20 ile 50 yaşlar arasındadır; kadınlarda erkeklerden daha sık görülür ancak erkeklerde daha şiddetli formlarına daha sık rastlanır.

Normal şartlarda cildimiz çevresel uyaranlara (UV maruziyeti, sıcaklık, hava kirliliği) karşı kontrollü bir cevap vermektedir. Ancak rozase hastalarında çevresel etkenlere karşı vücutta aşırı bir savunma yanıtı oluşmaktadır. Rozase ve UV maruziyeti ilişkisine dair yapılmış birçok bilimsel çalışma sonucunda bu ilişkiye dair birkaç mekanizma bulunmuştur:

Ciltte damarların genişlemesine neden olduğu bilinen bağışıklık sistemi elemanlarının rozaseli hastalarda sağlıklı bireylere göre daha fazla üretildiği gösterilmiştir.

Rozasenin yangılı bir cilt hastalığı olmasının yanında; UV ışınları maruziyeti ile meydana gelen artmış oksidatif stres ve azalmış antioksidan kapasitesi ile süregelen bir hastalık olduğu belirtilmektedir.

UV ışınları maruziyeti sonucu artan oksidatif stres ciltte proteinleri yıkan enzimlerin aktivitesini arttırır ve sonuç olarak ciltte yangı, kızarıklık ve damar fonksiyonlarında bozulma gibi etkiler gösterir.

Ayrıca rozase hastaları ciltlerindeki aşırı hassasiyet nedeniyle kozmetik ürün seçimlerinde çok dikkatli davranmalıdır. Bu bireyler özellikle güneş koruyucular tarafından oluşabilecek irritasyonlara yatkındırlar. Güneş kremlerinin dimetikon, pantenol gibi nemlendiriciler ve irritasyona neden olmayan maddeler içermesi yaşadıkları sorunları azaltmaya yardım edecektir. Ayrıca Titanyum dioksit, Çinko oksit gibi fiziksel filtrelerin bu hastalar tarafından daha iyi tolere edildiği bilinmektedir.